Hıçkırığa Boğulan Satırların Sen/Dramı
Yanımda
olmaman da ne demek ? Ben her gece senin adını öperek yatıyorum sol yanıma , ve
yaralı dudaklarıma merhem oluyorsun nicedir . Sen yokken bakışların vardı
yanımda ya da şarkılar vardı mırıldandığım hasret senfonilerin de . Sen şarkılar
olmaya yelteniyordun bazen ben ; en sevdiğim nakarata boğarken seni .
Aslında sen hep vardın !
Yani , olmama gibi bi düşüncen bile yoktu aklımda .
Yalnızlık sokağında tek başıma oturuyorum ben oysa ; her sabah uyandığımda
yalnızlığımı boğarak uyandırıyorum . Zamansız , amansız bir anda bakışmaya
başlıyor gözlerimiz sıradan bir çay bardağında . Korktun değil mi ? Yüreğin
ağzına geldi belki de , ama ben hatırlamıyorum hiç dudaklarına değdiğimi .
Yanlış anlama lütfen . sana muhtacım biraz .
Hayır yani , sensizlik diye bir şey yok iken ne hayra yorarım ne de şerre
benimkisi sadece , sencillik . Bu şehir bir’az baya baya sen kokuyor işte .
Yoksa , yoksa semtime uğrayıp tahmin ettiğim şeyler mi oldu ?
Peki ya neden gittin geri ?
Sevmedin mi semtimi ya da sarmadı mı kokum seni ?
Şimdi senin dramını paylaştırıyorum satırlarıma . Hıçkırığa boğulan göz
yaşlarımı gizleyemiyorum kirpiklerimle . Nereye düşeceğini bile bilmeyen saf ve
bir o kadar da masum gözyaşlarım var .
Demek tenimin zambak kokusunu içine çeke çeke çekip gittin bu şehirden .
Artık bende gidiyorum bu şehirden , inan bu şehir de geliyor peşimden . . .




0 yorum:
Yorum Gönder